|
Fiilimsiler, eylemden türeyen, ancak eylemin bütün özelliklerini göstermeyen sözcüklerdir. Bunlar bir fiil gibi olumsuz yapılabilir; ancak bir fiil gibi çekimlenemez.
Örneğin; “silmek” fiilini “siliyorum” biçiminde çekimleyebiliriz; ama “silen” sıfat-fiilini “sileniyorum” biçiminde çekimleyemeyiz.
Fiilimsiler, fiillere getirilen “fiilimsi ekleri” ile ortaya çıkarlar. Yani fiiller bazı ekler sayesinde fiilimsi olurlar. Bu ekler fiilden isim yapma ekleri olarak da bilinir ki bunlar eklendiği fiili isim soylu sözcük yaparak o sözcüğün cümlede “isim, sıfat ve zarf” görevinde kullanılmasını sağlarlar. (Fiilimsiler, fiilden isim yapma eki aldıkları için türemiş bir sözcük olarak kabul edilirler.)
Fiilimsilerin Özellikleri
1. Eylemlerden türetilirler.
2. Olumsuzluk eki (-me / -ma) alabilirler.
3. Fiillerin aldığı “fiil çekim eklerini” yani şahıs ekleri, haber ve dilek kiplerini alamazlar.
4. Cümlede ad soylu sözcük (ad, sıfat, zarf) gibi görev yaparlar.
> Fiilimsiler; isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil olmak üzere üçe ayrılır:
Fiilimsi Kavram Haritası
1. İsim-Fiil (Mastar)
Fiillere getirilen “-ma / -me, -mak / -mek, -ış / -iş / -uş / -üş” ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda daha kolay kalması için “-iş, -me, -mek” veya “-ma, -ış, -mak” şeklinde kodlayabiliriz. Bu ekler fillere gelerek onları cümle içinde “isim” yaparlar. İsim-fiiller, fiillerin isim gibi kullanılabilen şekilleridir.
Örnek(ler)
» Onunla tanışmayı ben de istiyorum.
» Şiir okuyuşuna herkes hayran kaldı.
» Balık tutmak bir yetenek işidir.
» Evin her tarafını güzelce temizlemenizi istiyorum.
» Bu köyden ayrılmak bana çok zor gelmişti.
» Kitap kaplayışını beğendim.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiil değil, isim-fiildir. Dikkat ederseniz bunlar “kalem, saygı, ölüm” gibi tam bir isim değil, yapısında eylem anlamı taşıyan bir isimdir. Zaten böyle oldukları için bunlara isim-fiil diyoruz.
> İsim-fiiller, isim çekim eklerini alabilir.
Örnek(ler)
» Bu çocuğun yürüyüşünde bile hayır yok.
cümlesinde “yürüyüşünde” isim-fiili, iyelik (-ü) ve hâl eklerini (-de) alarak kullanılmıştır.
UYARI İsim-fiiller, olumsuzluk ekini almış fiillerle karıştırmamalıdır.
Örnek(ler)
» Ona, kalemi sakın kırma, demiştim.
cümlesinde “kırma” sözcüğü olumsuzluk eki almıştır ve bir işin yapılmayacağını bildirir.
» Odunları kırma işini bugün bana verdiler.”
cümlesindeki “kırma” sözcüğü ise isim-fiildir; çünkü sözcük olumsuz anlam vermiyor ve bir eylemin adını bildiriyor.
UYARI İsim fiil eki almış olmasına rağmen zamanla kalıplaşarak bir varlığın veya kavramın adı haline gelmiş sözcükler vardır. Bunlar fiilimsi olarak kabul edilmezler.
Örnek(ler)
» Bahçedeki kazma herhalde kaybolmuş.
» Masadaki dolma çok güzel görünüyor.
» Danışmada beklediğini söyledi.
» Elindeki çakmak ile oynaması annesini tedirgin etti.
» Her gün dondurma yersen çok hasta olabilirsin.
» Kötü hava şartları sebebiyle tüm uçuşlar iptal edilmiş.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler, isim-fiil eklerini almış olmalarına rağmen, isim-fiil özelliğini yitirmiştir. Artık bu cümlelerde bir nesneye ve kavrama isim olarak kullanılmıştır.
Kaynak: KarikaTürkçe Dersi Facebook Sayfası
2. Sıfat-Fiil (Ortaç)
Fiillere getirilen “-an (-en), -ası (-esi), -maz (-mez), -ar (-er / -ır / -ir / -r), -dık (-dik / -duk /-dük), -acak (-ecek), -mış (-miş / -muş / -müş)” ekleriyle yapılır. Bu ekleri, aklımızda daha kolay kalması için “-an,-ası,-mez,-ar,-dik,-ecek,-miş“ şeklinde kodlayabiliriz. Çoğu zaman sıfat görevinde kullanılırlar. Varlıkları niteledikleri için sıfat, yan cümlecik kurdukları için de fiil sayılan kelimelerdir.
Örnek(ler)
» Çalışan öğrenci derslerinde başarılı olur.
sıfat-fiil isim
cümlesinde “çalış-” fiili “-an” sıfat-fiil ekini almıştır. Görüldüğü gibi “çalışan” sözcüğü “öğrenci” ismini anlamca tamamlamıştır. Yani sıfat görevinde kullanılmıştır. Dolayısıyla “çalışan” sözcüğü sıfat-fiildir.
» Yaralanan yolcular hastaneye kaldırıldı.
» Bu kırılası ellerinle mi vurdun minicik yavruya?
» Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç.
» İnanılır bir olay değil yaşadığımız.
» Akşama kadar aramadık yer bırakmamışlar.
» Sararmış yapraklar her tarafı kaplamış.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler sıfat-fiildir.
UYARI Bazı sözcükler, sıfat-fiil eklerini alarak kalıcı isim olur. Fiilimsi özelliğini kaybeder.
Örnek(ler)
» Yakacak sıkıntısını bu yıl da çekeceğiz.
» Dolmuş tıklım tıklımdı.
Yukarıdaki cümlelerde altı çizili sözcükler fiilimsi değildir. Fiilimsi özelliğini kaybetmiş, bir varlığa ad olmuştur. Hangi sözcüğün ad olup hanginin olmadığını anlamak için sözcüğü olumsuz yapmayı deneyebiliriz. Eğer sözcük “-ma, -me” olumsuzluk ekiyle olumsuz yapılabiliyorsa, fiil olma anlamı devam ediyor demektir ve bu yüzden sözcük sıfat – fiil olur. Ancak bu eklerle olumsuz yapılamıyorsa sözcük artık fiil anlamını tamamen kaybetmiş ve isim olmuştur. Yukarıdaki cümlelerde geçen “yakacak” sözcüğünü “yakmayacak” şekline getiremeyiz; “dolmuş” sözcüğünü de “dolmamış” şeklinde söyleyemeyiz.
Bu durum sıfatlarla sıfat – fiillerin ayrılmasında da kullanılabilir:
» Ağacın kırık dallarını kökünden kestik.”
cümlesinde “kırık” sözcüğü sıfat-fiil değildir; çünkü biz bu sözcüğü “kırmayık” şeklinde olumsuz yapamayız. Ancak;
» Ağacın kırılmış dallarını kökünden kestik.”
cümlesindeki “kırılmış” sözcüğünü “kırılmamış” şeklinde olumsuz yapabiliriz. Öyleyse bu sözcük sıfat-fiildir.
> Kimi zaman sıfat – fiiller çekimli fiillerle karıştırılabilir. Karıştırmamak için sözcüğün yüklem görevinde mi yoksa sıfat görevinde mi kullanıldığına bakmalıyız.
Örnek(ler)
» Tutmaz dizlerim birden düzeldi. “-mez, -maz” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)
» Dedemin dizleri tutmaz. “-mez, -maz” = Geniş Zaman Kipinin Olumsuzluk Eki (Yüklem görevinde)
» Koşar adımlarla yanıma geldi. “-ar, -er” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)
» Her sabah mutlaka koşar. “-ar, -er” = Geniş Zaman Kip Eki (Yüklem görevinde)
» Gelecek yıl şampiyonuz. “-acak, -ecek” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)
» Seneye bize gelecek. “-acak, -ecek” = Gelecek Zaman Kip Eki (Yüklem görevinde)
» Yırtılmış pantolon ile dışarı çıkma. “-mış, -miş, -muş, -müş” = Sıfat Fiil Eki (Sıfat görevinde)
» En sevdiği pantolonu yırtılmış. “-mış, -miş, -muş, -müş” = Öğrenilen Geçmiş Zaman Kip Eki (Yüklem görevinde)
> Sıfat – fiiller niteledikleri isim düştüğünde onun yerine geçerek bir isim gibi kullanılırlar yani adlaşırlar. Sıfat-fiiller adlaşmış olsa bile fiilimsi sayılırlar.
Örnek(ler)
» Geziden dönen öğrenciler salona geçsin.
cümlesinde “dönen” sıfat-fiili “öğrenciler” isminin sıfatı durumundadır.
» Geziden dönenler salona geçsin.
cümlesinde “öğrenciler” ismi düşmüş “dönen” sıfat-fiili ismin yerine geçmiştir ve adlaşmış sıfat-fiil olmuştur.
3. Zarf-Fiil (Bağ-Fiil, Ulaç)
Fiillere getirilen “-ken, -alı (-eli), -madan (-meden), -ince (-ınca / -unca / -ünce), -ip (-ıp / -up / -üp), -arak (-erek), -dıkça (-dikçe / -dukça / -dükçe / -tıkça /-tikçe / tukça / -tükçe), -e… -e (-a… -a), -r… -maz (-r… -mez), -casına (-cesine), -meksizin (-maksızın), -dığında (-diğinde / -duğunda / -düğünde / -tığında / -tiğinde / -tuğunda / -tüğünde)” ekleriyle oluşturulan sözcüklerdir. Birleşik bir cümlede iki cümleyi bağladıkları için bağlaç; özne, nesne, tümleç aldıkları için fiil sayılan kelimelerdir. Bağ fiillere “ulaç” da denir. Çekim ekleri almazlar. Cümlede zarf olarak kullanılırlar.
Örnek(ler)
» Dereyi görmeden paçaları sıvama.
» El, elin eşeğini türkü çağırarak arar.
» Kol kesilirken parmak acımaz.
» Çocuklar, konuşa konuşa yanımızdan geçtiler.
» İçeri girer girmez konuşmaya başladı.
» O mahalleden ayrılalı tam üç yıl olmuş.
cümlelerinde altı çizili sözcükler zarf-fiildir.
» Konuşarak halletmeliyiz bütün problemleri.
» Küçükken güle oynaya okula giderdik.
cümlelerinde “konuşarak” ve “güle oynaya” zarf-fiilleri, yüklemi “durum” bakımından etkilemiştir. Yükleme sorulan “nasıl?” sorusuna cevap verir.
» Sizinle İstanbul’a gelince görüşürüz.
» Ders çalışırken uyuyakalmışım.
cümlelerinde ise “gelince” ve “çalışırken” zarf-fiilleri yüklemi “zaman” bakımından nitelemiştir. Yükleme sorulan “ne zaman?” sorusuna cevap verir.
|